Archive for Temmuz 2015

Ne İzledim? #48


Çok para ve mal mülk istemem, film seyredebilecek kadar zamanım olsun yeter. Ama olmuyor kankiloplar, olmuyor.

Yorumlar çok olumlu olunca beklenti haliyle yükseldi ama şunu çok rahat söyleyebilirim ki; beklentilerimi karşıladı. Komedi filmleri için ideal süre 01:36'dır ama bunun 2 saatlik süresi bile sıkmıyor. Aksine, ikinci film çıkacaksa onu da keyifle izleyeceğimi düşünüyorum. Jennifer Aniston da striptizci rolüyle döktürmüş. Sempatik kadın. Kamera arkası görüntüleri de bir o kadar eğlenceli, çok eğlendikleri belli. Son zamanlarda beni güldüren şeylerden biri oldu bu film. Emeği geçenlerden ARO kardeşler.

Çok uzun zamandır bekletiyordum. Öyle bir zamanda izlemiş bulundum ki, resmen kendi yaşadıklarımı gördüm. Her iki polisin hikayesinde de kendimi buldum. Ama o takıntılar, o düşünceler adamlarda tatlı duruyor ya. Beni hala acıtan şeyler. Şarkı seçimleri de insanı olayın içinde hissettiriyor zaten. İlk hikayenin büyüsüne kapılmışken, yeni bir hikayeye geçmesi çok hoşuma gitmese de; kısa süre sonra ikinci hikayenin büyüsüne kapıldığımı hissettim. Bir de hiç 1994 yapımı gibi değil, günümüzde gibi duruyor oysa... Sırf bu yüzden bile hayran olunası. Bittiğinde bir yandan bağıra bağıra ağlayasım geldi, bir yandan gülümseme hissi. Hem acı, hem mutluluk, hem umut sattı bana. Tam benim hayat tarzım. Hepsini en uçlarda yaşarım ben. Bu arada filmin afişi de tam odaya asmalık. "Sanat seven kızlar izlesin" diye bağırıyor.

Kamu Spotu gibi başladı ama müziklerin etkisinden midir, son sahnelerin etkisinden midir; bir iz bıraktı yani. Empati yaptıran, günümüzün gerçeklerinden uyarlanan oldukça başarılı 3 hikaye. Birbirinden bağımsız, aynı zamanda bir o kadar yakın 3 hikaye. Beğendim, etkilendim. 7/10

Hem Mila Kunis var, hem Kristen Bell var. Haliyle sempatiklik oranı oldukça yüksek bir film gibi duruyor. Bu ikilinin bir yana Russell Brand evlat olsa sevilmez zaten. Tipik insanda tatil isteği uyandıran filmlerden biri. Aynı zamanda kadınların daha kolay terkettiğini gösteren filmlerden. Bu yönüyle takdir etsem de, çok eğlenceli olduğunu düşünmüyorum.

29 Temmuz 2015 Çarşamba
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Tottenham 2015-2016 Formaları


Bu sezon Fenerbahçe öyle heyecan verdi ki, Tottenham'a falan bakmayı bile unuttum. Transferlerinden elbette haberim var, vakit ayırabilirsem yazacağım. Formalar da tek tek geldi zaten. Önce iç saha forması geldi. Dün de deplasman ve kaleci forması geldi. Alternatif bir forma da önümüzdeki günlerde gelir herhalde.


İç saha forması yine klasik beyaz elbette. Under Armour her sezon farklı bir şeyler deniyor Spurs için. Bu sene de çapraz çizgiler kullanmışlar. Bilmiyorum kötü diyemedim ama çok da hoşuma gittiğini söyleyemem. Çizgiler de kalından inceye doğru içe çizilmiş. Değişik ama alışmak zaman alacak gibi gözüküyor.


Deplasman formasını çok beğendim. Zaten yazıyı yazmak da bu formayı görünce aklıma geldi. Adeta bir ev çizilmiş formaya ama rengi beni cezbetti. Under Armour yine fantezi çalışmış ama ben beğendim. Muhtemelen de alırım bu formayı.


Kaleci forması olarak yine sarı tercih edilmiş. Muhtemelen diğer forma da pembe ya da gri olur. Kol çizgileri yine "Under Armour'ım" mesajı veriyor. Lloris formayı giyemeden sakatlandı bile.
18 Temmuz 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Yeni Formalarımız


Beni hayata bağlayacak bir neden lazımdı, kurtarıcım yine Fenerbahçe oldu. Her zaman söylerim; Fenerbahçe sevgisi insanı terketmeyen bir sevgidir. Anne sevgisi gibidir. Burada olay harcanan paralar, yapılan transferlerden ziyade yeni yapılanma heyecanı aslında. Bu yapılanma içerisinde sadece Giuliano Terraneo değil, Vitor Pereira değil, yeni transferler değil de; profesyonel aksiyonlar insana heyecan veriyor. Çok küçük bir detay belki ama bu sezon forma tanıtımı için bile ekstra bir şov, gece yapılmaması artık tamamen sportif başarıya yönelmenin bir göstergesi bence. Her sezon formalar şaşalı bir geceyle tanıtılıyordu. E internet devri, zaten forma gündüz sanal aleme düştüğünden gece yapılan defilede formayı beklemenin bir heyecanı kalmamıştı. Bu sezon hem daha erken çıktı formalar, hem daha sade bir şekilde tanıtıldı. Benim hoşuma gitti bu detay.

Klasik çubuklu formamız geçen sezonu andırıyor. Fotoğrafta bakınca aslında çok sıradan gibi duruyor ama Nani'nin üzerinde bambaşkaydı. Özellikle sırtının da çubuklu olması ve yeni fontuyla benim çok hoşuma gitti. Tabi hiçbirimizde Nani'de durduğu gibi durmayacak. Ama sevimli göbeklerimizi çok da ön plana çıkarmaz herhalde. Koskoca Fenerbahçe forması, nasip olmaz herkese.

Biraz acımasız bir yorum olacak ama bu formayı beğenemedim. Alıp giyenler kumaşının çok farklı olduğunu ve fotoğraflarda göründüğünden daha güzel olduğunu söylüyor. Tişört olarak giyilebilir belki ama ne bileyim deplasman maçlarında şu formayla oynayacak olmak beni pek cezbetmedi. Armayı çok beğendim, zaten antrenman tişörtlerinde de bu şekilde arma kullanılması hoşuma gidiyor benim. Adidas logosunun ortada değil de, Türk bayrağı yokken sağ köşede olmasını isterdim.

Adidas logosunun ortada olmasının en kötü etkilediği forma bu olmuş ama yine de güzel ve zarif bir tasarım olduğunu düşünüyorum. Kısa zaman önce Chelsea ve Ajax'ın giydiği formalara da benziyor. Reklamsızken almak en güzeli.

Benim formalarla ilgili bir tezim var aslında, geçen sezon da tuttu bu. Formalarımızın hepsi çok güzel tasarlandığında şampiyon olamıyoruz. Geçen sezon her formamız çok başarılıydı. Bu sezon ise çubuklu güzel, deplasman kötü, alternatif forma ise başarılı olarak değerlendirdim. Şampiyonluk için de zaten en büyük favori olacağız, iple çektiğim bir sezon.
11 Temmuz 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -