Archive for Ekim 2015

Osmanlıspor 0 - 1 Fenerbahçe


Fenerbahçe'nin maçını yorumlamak için izlemeye gerek yok ya. İki senedir aynı çizgi. Geçen sezon da izlemeye hiç gerek olmuyordu. Digi Play üyeliğim olmasına rağmen genelde başka şeylerle uğraşıp pencere modunda sesinden takip ediyordum. Osmanlı maçı biraz daha hareketliydi, kabul. Her iki yarıda da pozisyonlara girdik. Pozisyon da vermedik. Zaten Vitor Pereira Fenerbahçe'sinden kalmasını istediğim tek şey şu pozisyon vermeme olayı. Osmanlıspor'dan haz etmem. 4-5 olsun isterdim ama şu durumda 1-0'a da şükreder hale geldik. Alper Potuk attığı golle maçın kahramanı oldu. Genel anlamda da iyi oynadığını söylemek lazım. Nani zaten son 3-4 maçtır çok kötüydü, Alper iyi oyunuyla aratmadı. Fernandao'nun kaçırdığı pozisyonu yakıştıramadım. O golü atmalıydı. Her ne kadar kötü futbol oynasak da hala zirve yarışı içerisindeyiz ve bu yarışın tepesinde yer almamız için çare maalesef ki hoca değişikliği. Ersun Yanal'ın geleceğini düşünmediğim için hayal kurmak istemiyorum. Ama gelen isim kim olursa olsun Vitor Pereira'dan kötü olacağını da sanmıyorum.
31 Ekim 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Ne İzledim? #51


Geçen ay demiştim ki : "Gelecek ay yazıyı çok ay sonuna bırakmadan yazmayı düşünüyorum."  Evet kendime verdiğim bu sözümü tutamadım. Ayın sonlarına da değil, direkt son gününe kadar erteledim. Oysa güzel filmler de izlemiştim. Şimdi bu 8 filmi derleyip naçizane yorumlarımı paylaşıyorum. (Naçizane kelimesinin altında herhangi bir ego yoktur). Yine bir spoiler vereyim: Bu yazı Ali Atay, Cengiz Bozkurt, Burak Aksak ve Serkan Keskin hayranlığı içermektedir.

NFL, Draft falan hiç anlamam ama izlemek için çok detaylı bilmeye de gerek olmadığını anladım. Çok akıcı ve tempolu bir anlatımı var, beğendim. Stres yönetimini çok başarılı ele alıyor. Bana da böyle bir stres yönetimi lazım. Amerikan Futbolu filmi olması dolayısıyla da Blue Mountain State'e özlem duyurdu. Spor filmlerini galiba dalına bakmaksızın severek izliyorum. Spor filmi gibi gel hayatıma be nazlı yarim.

Son zamanlarda izlediğim en eğlenceli film. Klişelerle de çok güzel komedi yapılacağının ispatıdır. Çok da yerinde tespitler barındırmaktadır. Ayrıca oyuncu kadrosunu da çok beğendim. Thad Castle reyizi yine benzer bir rolde burada görmek mutlu etti. "Çok güldürür" iddiasında bulunamam ama rahatlıkla "çok eğlendirir" diyebilirim. Günümüz evliliklerine de ince bir ayar var.

-Bu uçuşla ilgili içimde kötü bir his var.

Yazmaya gerek bile yok biliyorum ama Burak Aksak çok güzel adam. Yine bir masal sunmuş bizlere. Çoğunlukla güldüren ama altında aşk olan çok güzel bir masal. İnsanı hem mutlu eden, hem hüzünlendiren; aslında çok basit gözüken bir kurgunun çok ince işlenmesiyle tam bir Burak Aksak işi olmuş. Adam aşkı o kadar güzel cümle ve sahnelerle anlatıyor ki, gerçek hayatta da böyle bulabileceğimizi düşünüp üzülüyoruz belki de... Yine de çok sevdim, muhtemelen sonraki masallarını da seveceğim. Kara Bela hem aşıklara, hem gülmeyi sevenlere hitap ediyor. L&M...

Çok samimi film olmuş be. Tam Ali Atay, Serkan Keskin, Ertan Saban'a yakışan bir hikaye olmuş. Çok sevdiğim bir tür olan yol filmi, üstelik Balkanların havasını da yansıtıyor. Birbirini hiç tanımayan iki kardeşin, kan bağı sıcaklığıyla birbirlerini sevebileceğini ve inanabileceğini de anlatıyor. "İş işten geçmeden..." mesajı da var. Kıymet bilme uyarısı da var. Hayatın içinden naif bir hikaye. İzleyin.

 Filmde porno filmlerine isim ararken düşündüklerini aslında bu filme "Zack and Miri Make a Porno" ismi vererek uygulamışlar. Sıkıcı değil, aksine eğlenceli bir film ama bir o kadar da cıvık olduğu söylenebilir. Seth Rogen'ı da Elizabeth Banks'i de seviyorum. Elizabeth'in yaşına göre çok güzel bir vücudu olmasına rağmen böyle bir filmde çok cüretkar olmamasını da olumlu karşıladım aslında. Ama Seth Rogen'ın yer yer Recep İvediklikleri pek hoşuma gitmedi.

Yorumları ve puanı yüzünden beklentiyi yüksek tuttum sanıyorum. Aslında güzel bir anlatımla başlayarak çabuk ilgi çekiyor. Duygusal bir konu akıcı ve eğlenceli bir şekilde aktarılıyor. Ama son bölüme doğru, bana göre duygusallığın tavan yapması gereken yerlerde duygu azalması sezdim. Ya da tam olarak seyirciye aktarılamayan bir duygu diyelim. Güzel ama daha etkileyici olabilirdi.

Gerilmedim dersem yalan olur ama yine de korku filmlerinin tipik saçmalıklarını içerdiği de gerçek. Atmosferi etkiliyor. Öyle ses efektleriyle korkutan bir film olmasa da kulaklıkla izlendiğinde yine de bir etki bırakabiliyor. Çekimleri ve müzik kullanımları da başarılı. Maika Monroe Guest'ten sonra It Follows'ta da beğenimi kazandı. Yine pek çok korku filmi gibi tatmin etmeyici bir sonla bitmesi olumsuz yanlarından.

Önceleri psikolojik gerilim havası falan iyi gibi ama son bölümlerde çok sıradan bir film haline dönüşüyor. Sonunu da hiç beğenmedim. Depp ve Turturro'yu beğendim. Film battaniyeye sarılıp koltukta uyuma isteği uyandırıyor.


Yazan: steven_stiffler
Kategori :

Atalanta 2 - 1 Lazio | Serie A 10.Hafta


Beraberlik tahminim neredeyse tutuyordu. Tipik beraberlik maçıydı. Kurt hoca Reja ile Atalanta'nın ligi rahat bir yerde bitireceğini, zaman zaman yukarıları zorlayacağını düşünüyorum. Kadroları da müsait. Dün oldukça kısıt bir maç geçti, 2-1 gibi bir skor çıkması bile ilginç bana kalırsa... Özellikle Basta'ya iki yıldır hiç ısınamamışken; kendi kalesine bu kadar abuk bir gol atmasıyla iyice soğudum. Biglia frikik golüyle yine klasını konuştururken; Gomez'in golü de en az bu kadar klastı. Matri bu maçta döküldü. Lazio topla daha çok oynayan takım olmasına karşın kaleye 6 şut gönderebildi. Bu kadarını Vitor Pereira bile beceremezdi.

Atalanta : Sportiello; Masiello, Stendardo, Paletta, Drame (58' D'Alessandro); Carmona, De Roon, Kurtic (46' Raimondi); Moralez (78' Cherubin), Gomez, Pinilla.

Lazio : Marchetti; Basta, Hoedt, Gentiletti, Lulic; Onazi (80' Klose), Biglia; Candreva, Milinkovic-Savic, Anderson; Matri (64' Djordjevic).

Sarı Kartlar : Biglia, Onazi, Masiello, Raimondi, Lulic, Milinkovic-Savic.

Goller : 16' Biglia, 69' Basta (Kendi Kalesine), 86' Gomez.
29 Ekim 2015 Perşembe
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Harry Kane Döndü

Tottenham, Lig Kupası ilk turunda amatör bir kulüple karşılaşsa bu kadar kolay kazanamazdı. Bournemouth maça golle başlamasına rağmen hiç direnç gösteremedi. Hücum anlamında zaman zaman çırpınışları oldu ama savunma anlamında dirençleri sıfıra yakındı. Özellikle kaleci Boruc, en az Kane kadar rol oynadı maçta. Kane'in kurtardığı bir şutu var, onu bile yanlışlıkla kurtarmış gibiydi. Dembele'nin golünde savunmada 3 kişi izledi. Eriksen'in direkten dönen şutu da gol olsa 7-8'e giderdi belki de. Bournemouth için Premier Lig'e yakışmayan bir performans oldu. Tottenham için ise Harry Kane'in geri dönüş maçı oldu. Manchester City'ye attığı golden sonra açılmasını bekledim ama bir türlü formsuzluğun üstesinden gelememişti. Bu maçla beraber patlamasını yaptı ve gollere devam etmesini bekliyorum. Pochettino'nun maçta ve maçtan sonra yüzü gülüyordu. Arjantinli de form tuttu gibi gözüküyor, bir süre eleştirmeyeceğim bakalım.

Bournemouth : Boruc; Francis, Cook, Distin, Daniels; Ritchie, Surman, Gosling, Pugh (75' Smith); King (61' O'Kane); Murray (68' Kermorgant).

Tottenham : Lloris; Walker (82' Trippier), Alderweireld, Vertonghen, Rose; Dier, Alli; Lamela, Dembele (68' Mason), Eriksen; Kane (85' N'Jie).

Sarı Kart : Rose.

Goller : 1' Ritchie, 9'(p), 56' ve 63' Kane, 17' Dembele, 30' Lamela.
28 Ekim 2015 Çarşamba
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 3 - 0 Torino | Serie A 9.Hafta


Lazio'nun iyi oyunla kazandığı bir maç olmuş. 3-0'lık skorla da averaj nihayet artıya çıkmış. Napoli'ye kaybedilen maçtan sonra averajı toplamak da zaman aldı. Torino lige iyi başlayan takımlardandı. İyi kadroları var. Özellikle Baselli'nin seneye transfer yapacağını düşünüyorum ama bu maç puanlarına bakılırsa hepsi dökülmüş. Lazio'da ise Felipe Anderson yine Alexvâri goller atmış. Bana feci şekilde Alex'i hatırlatmaya devam ediyor. Belki de özlemdendir, bilemiyorum. Klose 2 asistle oynarken, Lulic yürümek için kullandığı sağ ayağıyla gol atmış. Mauricio yine kart görmeden duramamış. Lazio'nun hiç korner kullanmaması ilginç istatistik. Bu akşam rakip Atalanta, ben beraberlik bekliyorum.

Lazio : Marchetti; Basta, Mauricio, Gentiletti, Lulic; Onazi (90+1' Morrison), Biglia; Candreva (75' Kishna), Milinkovic-Savic, Felipe Anderson; Klose (79' Matri).

Torino : Padelli; Bovo, Glik, Moretti; Peres, Acquah (61' Benassi), Vives (72' Prcic), Baselli, Molinaro; Quagliarella, Belotti (61' Maxi Lopez).

Sarı Kartlar : Mauricio, Moretti, Vives, Klose, Benassi.

Goller : 40' Lulic, 70' ve 90+3' Felipe Anderson.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 1 - 1 Galatasaray


Çok efkarlıyım beyler, çok efkarlıyım. Yakın arkadaş düğünü yerine maça gittiğim için içimde bir "acaba?" duygusu vardı. Ama o kadar baskılı ve etkili başladık ki; Diego-Meireles değişikliğine kadar çok rahattım. Bana göre Fenerbahçe'nin ideal kadrosu bu maça başlayan kadrodur. Josef-Topal olmuyor dersen; Meireles ya da Ozan'dan birini diğeriyle değiştirirsin. Hocaya kadro seçiminden vurmak çok mantıklı değil. Ama takımın kimyasındaki sorundan dolayı hocayı yerden yere vurmak çok doğal, hakediyor.

Önceden derbilerde Galatasaray sahaya çıktığında dolu tribünlerin yüzlerinde öfke ifadesi olur, herkes tehditvari hareketler yapardı. Binlerce insanın bu tepkisi illa ki ürpertiyordur. Bacakları titreyenler bile oluyordur. Şimdi öyle değil. Galatasaray sahaya boş tribünler karşısında çıktı neredeyse. Etraf günlük gülistanlık. Böyle olunca da Burak Yılmaz gibiler rahat rahat 4 hareketi yapabiliyor. Olcan gibiler şımarabiliyor. Derbilerde Fenerbahçe tribünü bu olmamalı. Üzgünüm, bir yanım da kırgın. Galatasaray'ın beraberliğe geleceği çok netti. 0-0'a geliyorlar her sene ama golü yerlerse biraz biraz risk alıyorlar. E Fenerbahçe de Akhisar'a 2-0'ı koruyamazken; Galatasaray'a 1-0'ı korumaya oynamamalı. Sneijder 90 dakika top alamaz, bir tane alır gol atar. Futbol bazen bu kadar basit cümlelerle de özetlenebiliyor. İstekli başladık, taraftarın da etkisiyle baskılı başladık. Zaten genelde ilk 10-15 dakikaları iyi oynayıp devamını getiremiyoruz. Bu sefer devamı da geldi. 45 dakikaya yayabildik iyi oyunu. Markovic ve Nani de arzulu başladılar ama kaçan pozisyonlardan dolayı genel performansları pek tatmin etmedi sanki. Genelde sağda Nani, solda Markovic izledik. Galatasaray'ın bekleri bomba, benim için iki türlüsünün de sakıncası yoktu. Nitekim ben Carole'den çok memnundum, sakatlanması işime gelmedi. Diego çok etkiliydi. Topu alıp hızlı hücum ettirmesini seviyorum ben. Bazen el freni oluyor ama şu şekilde oynadığında izlemek büyük keyif. Gol atmayı da haketti. Gökhan Gönül'ün goldeki payı büyük, maç performansı da çok iyiydi zaten. İlk yarıda ikinci golü bulamamak çok büyük sorun değil.


İkinci yarıda kontrol yine bizdeydi ama Galatasaray zaman zaman yoklamayı düşünmeye başlamıştı. Bu düzende pek çok kontraatak bulduk. Mutlaka 2'yi atmamız lazım. Her ne kadar Kjaer ve Ba ikilisi kusursuz performans gösterse de; 2'yi atamamak çok etkiledi. Yeri geldi Nani son pası yapamadı, yeri geldi Markovic. Bazen Van Persie top ezdi. Souza bu maçın en etkisiz ismiydi ama Mehmet Topal ikinci yarı ofansif anlamda sorumluluk aldı. Caner ve Gökhan'ın da sorumluluk aldığı ortada. Van Persie-Fernandao değişikliği doğruydu. Bu esnada "ikinci değişikliği kimle yaparsın?" diye aramızda konuştuk. Cevap ortaktı; "kimseyi çıkarmam". Volkan Şen olsa; kontraatak futboluna yatkınlığından dolayı Nani ya da Markoviç'in yerine oyuna alınır. Ama ısınanlara bakınca moralim bozuldu. Meireles girecekse de Souza'nın yerine girmeliydi. Zira sarı kart Souza'nın Sneijder'a uyguladığı sert oyunu da duraksattı. Markovic ve Nani çok etkili olamasa da buldukları bir pozisyonu atabilecek kalitede isimler. Daha önemlisi; kulübede bunların yapacağını yapacak adam yok. Diego çıktı, Meireles girdi; maç riske girdi. Bu tam bir 2-0 önde olma değişikliğiydi. Ya da başka deyişle 1-0'a yatma değişikliğiydi. Üstüne hatasız oynayan Ba'nın vuramadığı bir top, Souza'nın kısa boylu Olcan'a kafayı vurdurması derken beraberlik golü geldi. Öyle bir andı ki; o kadar tahriğe rağmen tribünden tepki gelmedi. Üzdü beni bu tepkisizlik.

Berabere bitti, zaten bekliyordum. Son yıllarda çok normalleşti bu beraberlik. Bu durumdan rahatsızım. Hocanın Souza'ya yaptığı hareketten de rahatsızım. Takıma çok kızamıyorum. Hücumda ikiyi bulamamak dışında bir eksiğimiz yoktu. Oynanabilen oyunla ortaya çıkabilecek en iyi senaryo buydu. Tek sorun 2. golün gelmemesi. Galatasaray tek pozisyonda golü attı, bu da futbolun hep bizim aleyhimize onların lehine olan cilvesiydi.
27 Ekim 2015 Salı
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 3 - 1 Rosenborg


Keyifli maç olmuş. Mauricio bu sezon 3. kez kırmızı kart görmüş. 9 maç 3 kırmızı kart, iyi istatistik valla. Lazio maçın başında 10 kişi kalmasına rağmen kalite farkını sahaya yansıtmayı başarmış. Hem Candreva'nın, hem Matri'nin skor katkılarına sevindim. İkisi de 1 gol, 1 asistlik performansla sahadaydı. Candreva bu sezon normal performansının biraz altında, çıtayı yükseltmesi gerekiyor. Felipe Anderson'un gol vuruşu çok temiz bir Alex vuruşu. 2-0'dan sonra Lazio eksikliği hissetmiş ve Rosenborg daha etkili olarak farkı bire indirmiş. Rosenborg'un golünü atan Soderlund, kısa bir süre aynı pozisyonda bu sefer dışarı vuruyor. Lazio'nun penaltısı tartışılır. Bizim ligde, özellikle Fener'e verilmez. Avrupa'da hakemler verebilir. Ben olsam vermem, çok sert bir itme yok. Rosenborg'un son dakikada kaçırdığı penaltıdan sonra da zaten maç bitiyor. Lazio 7 puanla lider.

Lazio : Berisha; Konko, Mauricio, Hoedt, Radu; Onazi (11' Gentiletti), Cataldi; Candreva, Mauri (75' Milinkovic-Savic), Felipe Anderson (70' Lulic); Matri.

Rosenborg : Hansen; Svensson (75' Konradsen), Björdal, Eyjolfsson, Dorsin (62' Mikkelsen); Jensen, Selnaes (89' Vilhjálmsson), Midtsjo; Lanlay, Skjelvik, Soderlund.

Sarı Kartlar : Björdal, Milinkovic-Savic, Matri, Konko.

Kırmızı Kart : 6' Mauricio.

Goller : 28' Matri, 54' Anderson, 69' Soderlund, 79' Candreva.
24 Ekim 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Anderlecht 2 - 1 Tottenham


Anderlecht'in Tottenham'ı yenmesiyle gruptaki hesaplar epey karıştı. İlk 3 maç sonunda gruptaki tüm takımların birer galibiyeti oldu. Sadece Monaco maç kaybetmedi. Biraz da şansın yardımıyla Christian Eriksen'le erken öne geçen Tottenham üstünlüğünü uzun süre koruyamadı. Anderlecht'in kornerinde Guillaume Gillet'in attığı gol çok başarılıydı. Gol sevinci ise bir o kadar hırs ve abartı içeriyordu. Stefano Okaka Serie A'da olmuyordu. Belçika ve Hollanda gibi liglerde çok verimli bir golcü olabilir, transfer olduğunda düşüncem bu şekildeydi. Kendi başlattığı atakta; Obradovic'in nefis ara pası, Acheampong'un ortasıyla galibiyet golünü getiren isim oldu. Acheampong'a da hastayım, biraz deli fişek ama severim böyle adamları. Bu maçta forvette şans bulan N'Jie çok verimli olamadı. Kane'in formsuzluğu düşünülürse; N'Jie'ın biraz daha istekli olması lazım. Spurs'ta forvetlerin gol atamama sorunu var. Transfer sezonunun son günlerinde N'Jie değil de Berahino alınabilseydi Spurs adına çok daha hayırlı olacaktı. Yine de N'Jie'dan umutsuz olduğum anlamı çıkmasın.

Anderlecht : Proto; Gillet, Kara, Deschacht, Obradovic; Dendoncker, Defour, Praet (90+1' Conte); Tielemans; Ezekiel (66' Acheampong), Okaka (88' Sylla).

Tottenham : Lloris; Trippier, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Dembele (65' Alli); Townsend (80' Onomah), Lamela, Eriksen; N'Jie (59' Kane).

Sarı Kartlar : N'Jie, Praet, Tielemans.

Goller : 4' Eriksen, 13' Gillet, 75' Okaka.

Puan Durumu:
Monaco 5
Anderlecht 4
Tottenham 4
Qarabağ 3
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 1 - 0 Ajax | Cankurtaran Fernandao


Başlık çok QTM tarzı oldu. Tribünden izlediğim kadarıyla yazacağım. Özeti de izleyemedim, zira eve gelmem saat 2'yi buldu. Perşembe 22:05 maçları tam bir işkence. Futbol keyif verse, zevk alacak bir durum olsa değer de; bu şekilde tribün tutkusu büyük olan adamlara bile o yorgunluk hissini yaşatıyor.

Ajax ile keşke Şampiyonlar Ligi ön elemesinde eşleşseydik. Potansiyeli yüksek ama tecrübesiz takım. Grubun en zayıf halkası gibi gözüküyor şu an. Özellikle Molde'nin 3 maçta 7 puan almasından sonra hesaplar değişti. Yine hocayı ve futbolu eleştireceğim. Olay kadro değil. Fenerbahçe'nin ideal kadrosu zaten dünkü kadronun Fabiano'suz halidir. Teknik direktörlük ilk 11'i yazmak değil. Takımın bir havası olmalı, güçlü bir bağı olmalı, oynadığı bir düzeni olmalı, duran top taktiği olmalı. Bunlar bizde pek yok. Oysa sezon başında oldukça heyecanlı bir takım vardı. Mesela Nani bu maçla birlikte 3 maçtır sahada yok gibi bir şey. Hocanın diyaloğunda sıkıntı olduğu zaten yaklaşık 1 aydır ortada. Belli ki yönetimin verdiği ayardan sonra biraz toparlamaya çalışıyor hoca ama malzeme ve karakteri bu; çok uzun sürmez. Abdoulaye Ba yine çok iyi oynadı, yine oynadığı bir maçta gol yemedik. Pozisyon da vermedik hatta. Abdoulaye Ba candır, adamdır. Geriden oyun kurmasını da çok beğeniyorum, üst düzey olmasa da yeterli seviyede. Gökhan Gönül'ü özlemişiz, kaptanlık da çok yakıştı. 2 ay sonra oynayıp bu kadar iyi performans vermesi de kalitesine yakıştı. Caner de dün çok iyiydi. Zaten dünün en iyi tarafı savunma disiplinimizin yüksek olmasıydı. İlk 10-15 dakikada baskılı futbolumuz keyif verdi ama yine çok uzun sürmedi. Tamam uzun sürmez de; maçın geneline de yayamıyoruz. Kısa sürede parlayıp sönen bir hücum halimiz var. Bunda Nani'nin etkisizliğinin, Diego'nun düşük performansının etkisi elbette büyük. Markovic de heyecan veriyor ama onda da eksik bir şeyler var. Tamamladığında zaten tutulmaz. Souza sakatlıktan sonra kötü döndü, hala vasatı aşamayan bir performans gösteriyor. Bu futboluyla devam ederse birkaç hafta içinde eleştiri oklarını üzerine çeker. Burası Fenerbahçe, bunu gerektirir. Ozan Tufan'ın sürekli tepki görmesi örneğinde de olduğu gibi diyelim. Vitor Pereira değişikliklerde yine saçmaladı. Hem geç kaldı; hem de hatalı müdahale yaptı. Van Persie - Diego çıkarıp; Fernandao - Ozan sokmak tam bir skoru koruma değişikliğiydi. Neyse ki son bölümdeki yalancı baskı golü getirdi. Fernandao yine attı ve Uefa Avrupa Ligi'nde topladığımız 4 puana direkt katkı sağlayan isim oldu.

Kıvanç gol sigarasını yakmadan gol gelmiyor. İlginçtir ki; her seferinde o sigaranın bitmesi gerekiyor. Bitmesine yakın gol oluyor. Kıvanç Zorlu adamdır. Sigara istediği arkadaş Marlboro'yu uzatınca eli titredi. Bilseydi o sigarayla golün geleceğini; paketi ile verirdi.

Galatasaray karşılaşması için tedirginliğim var ama takıma da güveniyorum. Nani ve Van Persie'den ekstra katkı bekliyorum. Diego'nun da artık derbi kahramanı olması gerek. Abdoulaye Ba'nın bu performansı da umarım devam eder.
23 Ekim 2015 Cuma
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Kayserispor 0 - 1 Fenerbahçe


Futbol keyif işi. Sahadaki oyuncu keyif alacak ki; tribünde ve televizyon karşısında izleyenleri de keyiflendirsin. Bu paralar bu yüzden ödeniyor. Ben bugün sahada mesai doldurmaya çalışan 20 küsür futbolcu ve 2 teknik adam gördüm. Kimse keyif almadı, herkes bir an önce bitsin modundaydı. Belki biraz Biseswar, o da topla oynamayı seviyor. Kazanma isteği olanlar vardı elbette ama keyif almaya çalışan pek kimse yoktu. Nedense şaşırtmayan, tam beklediğim gibi tatsız-tuzsuz bir maç oldu. Kayseri'de gündüz maçı dendiğinde aklıma Hooijdonk'un 2 frikik golü attığı maç gelirdi. Yıllar sonra bu kez Van Persie'nin frikiğiyle hatırlanacak bir maç oldu. Van Persie hala mutsuz ama gol atmayı çok seviyor. Taraftara olan borcunun da farkında. Nitekim gol sonrası hırsı ve taraftarıyla paylaşması adamın neden özel olduğunu gösteriyor. Nani bugün çok etkisizdi ama Fernandao kadar değil. Fernandao 90 dakikada hiç olumlu hareket yapmadı. Vitor Pereira'nın Fernandao yerine Van Persie'yi çıkarması yine büyük bir fiyaskoydu. Hocanın maça olumlu etkisi yok. Abdoulaye'nin oynadığı maçlarda gol yemememiz güzel gelişme. Haftaya da umarım Abdoulaye oynar. Kayseri'de Furkan, Zeki gibi antipatik oyuncular var ve malum nedenlerden dolayı futboldan farklı şeyler denediler bugün. Volkan'ın da yılların tecrübesine rağmen bu oyunlara gelmesi üzücü. Kötü bir maçı, kötü futbolla, nefis bir frikik golüyle kazandık. Ajax ve Galatasaray maçları Vitor Pereira'nın kaderini belirler. Benim düşüncem; her ikisini kazansak bile hocayla yollar bir an önce ayrılmalı.
18 Ekim 2015 Pazar
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tottenham 0 - 0 Liverpool | EPL 9.Hafta


Pochettino'yu hep eleştirsem ve hala beğenmiyor olsam da; Premier Lig'de geçtiğimiz ayın menajeri seçildi. Jürgen Klopp'un Liverpool tercihi bende hayal kırıklığı yaratmış olsa da; yapacaklarını merak ediyor ve heyecanlanıyorum. Kloppo, İngiltere'deki ilk sınavını White Hart Lane'de verdi. Muhtemelen beraberlik sonucu da tatmin etmiştir. Hoca değiştiren takımlar yeni hocalarıyla genelde ilk maçında beraberliği kabullenir. Tottenham'ın Liverpool'a şansı yine tutmadı. Kötü de bir maç olmadı. Harry Kane'in formsuzluğu düşündürüyor. Aslında kötü oynamıyor ama gol yollarında etkisiz. Maçın son bölümünde vurduğu şut gol olmalıydı. Mignolet maç genelinde iyi bir performans gösterdi. Vertonghen kusursuza yakın oynadı. Nihayet ön liberoda, gerçek yerinde oynayan Moussa Dembele maçın adamı seçildi. Bu adam orada harcanıyor, Pochettino'ya kızma sebeplerimden biri bu zaten. Klopp'un Lallana yerine başka bir formül düşünmesi lazım. Forvet arkasında Coutinho, kanatta Ibe olabilir. Lallana yetersiz. Benteke'nin olmaması Spurs adına şanstı. 0-0'lık sonuç tam bir "ne şiş yandı ne kebap" sonucu oldu. Tottenham'ın iyi gidişi sevindiriyor.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Rose; Dembele, Alli; Lamela (87' Townsend), Chadli (11' N'Jie.), Eriksen; Kane.

Liverpool : Mignolet; Clyne, Skrtel, Sakho, Moreno; Leiva, Emre Can; Milner, Lallana (81' Allan), Coutinho (87' Ibe); Origi.

Sarı Kartlar : Milner, Lamela, Leiva.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 2 - 0 Frosinone | Serie A 7.Hafta


Bu Keita Balde'nin hareketleri, tavırları, gol sevinçleri falan bana feci şekilde Balotelli'yi hatırlatıyor. Umarım gidişatı benzemez de böyle bir yetenek harcanmaz. Daha önce elit futbolcu olamayacağını, hep bu seviye takımlarda kalabileceğini söylemiştim; fikrim hala sabit ama zaman zaman "acaba?" dedirtmiyor değil. Lazio bu maçı da kazanarak puan durumunda 3. sıraya yerleşti. Aradaki o Napoli hezimeti olmasa çok iyi olacaktı ama belki de o hezimet takımı ateşlemiştir. Pioli hocam yürüyedursun. Frosinone hocası Stellone'yi severim. Takım oldukça mütevazı bir kadroya sahip. Serie A'nın Akhisar Belediyespor ilk sezonu gibi diyelim. Şu an Akhisar'da bile N'Guemo, Rodallega gibi kariyerli oyuncular var ve Fenerbahçe'den 2-0 geriden gelip puan alabiliyorlar. Frosinone'de ise Chibsah, Rosi, hadi bir de Leali diyelim. Geri kalan oyuncular Serie B ayarında. Olsun, onlar da Juventus'tan puan aldı. Lazio'da Biglia yine maçın yıldızı.

Lazio : Marchetti (38' Berisha); Basta (62' Konko), Hoedt, Gentiletti, Lulic; Cataldi, Biglia, Parolo; Felipe Anderson, Kishna (61' Keita Balde), Djordjevic.

Frosinone : Leali; Rosi, Bertoncini, Blanchard, Pavlovic (86' Castillo); Paganini (74' Tonev), Chibsah, Gucher, Soddimo (85' Verde); Ciofani, Dionisi.

Sarı Kartlar : Biglia, Dionisi, Gentiletti, Felipe Anderson, Keita Balde

Goller : 80' Keita Balde, 90+3' Djordjevic.
7 Ekim 2015 Çarşamba
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Swansea 2 - 2 Tottenham | Eriksen be!


Takımın tamamı bir yana, Eriksen bir yana. Modern 10 numaralar arasından en iyilerinden olması bir yana, frikik konusunda da ilk 5'te sayarım. Tottenham kötü başladığı maçta iki defa geriye düşmesine rağmen Christian Eriksen'in enfes frikik golleriyle sahadan beraberlikle ayrıldı. Swansea'de Andre Ayew atmaya devam ediyor. Manchester City'ye attığı golle ligde siftah yapan Harry Kane, bu maçta kendi ağlarını havalandırdı. Muhtemelen profesyonel kariyerinin ilk kendi kalesine golüdür, araştırmadım. Swansea'nin 10 numarası Sigurdsson eski takımına karşı bu kez etkisizdi. Montero ve Ayew ikilisi Swansea adına sahanın iyileri. Tottenham'da günü kurtaran Eriksen maçın tartışmasız yıldızı. Premier Lig'de puan durumu çok karışık ve keyifli. Haftaya Tottenham - Liverpool maçı oynanacak.

Swansea : Fabianski; Rangel, Fernandez, Williams, Taylor; Shelvey (86' Cork), Ki; Ayew, Sigurdsson (75' Barrow), Montero; Gomis.

Tottenham : Lloris; Walker, Alderweireld, Vertonghen, Davies; Dier, Alli; Lamela (57' Townsend), Eriksen, Chadli (64' N'Jie); Kane (81' Dembele).

Sarı Kartlar : Fernandez, Davies, Dier, Vertonghen, Walker.

Goller : 16' Ayew, 27' ve 65' Eriksen, 31' Kane (Kendi Kalesine)
6 Ekim 2015 Salı
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Fenerbahçe 2 - 2 Akhisar | Çileye Devam


"Rezalet" demek içimden gelmiyor, çok sevince üzen bir telaffuzu var. Ama şu ortama, şu futbola söyleyecek başka söz kalmıyor. Vitor Pereira hocam umut dağıttı ama tutmadı. Pek çok maç 2-0'dan 2-2'ye; hatta 2-3'e gelebilir. Bunun örneğini 3 gün önce İskoçya'da biz uyguladık. Ama bunda skordan, oyundan çok daha öte sorunlar var. Takımda lider oyuncu eksikliğinin yanı sıra hocamızın liderlik vasfında büyük sorun var. Van Persie gibi kolay kolay alınamayacak bir yıldızı aldık, küstürüyoruz. 2-0 önde olmamıza rağmen rahat değildim dün. Akhisar'ın 3 kere gelse 2 gol atacağına emindim. Savunma kurgumuz kötü ama bununla alakası da yok, neyimiz iyi ki zaten ? Hele o son 5 dakikadaki yalancı baskı yok mu ? Hiçbir iyi şut kaleyi bulmazken, kaleyi bulanlar hep kalecinin üzerine gitti. Nani'ye ayrı parantez, çok büyük futbolcu. O göğüs pası bile maçı ne kadar istediğinin göstergesiydi benim için. Vitor Pereira'nın aynı anda Diego ve Meireles'i çıkarıp Ozan ve Souza'yı alması da Fenerbahçe tarihinin en fiyasko teknik direktör hamlelerinden biridir. Bu gözler 1 haftada 7 gol yiyen Fenerbahçe'yi de görmüş oldu.
5 Ekim 2015 Pazartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Lazio 3 - 2 St. Etienne


Maçın özetinde Bayal Sall'ın kırmızı kartını göremedim ama Robert Beric'in kırmızı kartını gördüğümde malum hakemden midem bulandı. Buradaki dirseğe kırmızı kart veriyorsun -ki dirsek de tartışılır- ama 3 gün önce derbide neleri es geçiyorsun ? Lazio'nun kazanmasına sevindim, üstün oynayıp kazanmaları da güzel ama Saint Etienne'in eksik oynamasının da katkısı mutlaka var. Onazi'nin golünü istesen öyle hazırlayamazdın. Hoedt'in de Lazio formasıyla ilk resmi golü oldu. Biglia iyi oynamaya devam ederken gollerini de sürdürüyor. Saint Ettienne'in maça bıçaklarla gelen bir grup taraftarı göz altına alınmıştı. İtalyanlar da Fransa'ya boş gitmeyebilir, tribün açısından çekişmeli bir eşleşme oldu.

Lazio : Berisha; Basta, Mauricio (46' Gentiletti), Hoedt, Radu; Biglia, Onazi (74' Cataldi); Felipe Anderson, Milinkovic-Savic, Mauri (64' Matri); Keita Balde.

St. Etienne : Ruffier; Clerc, Sall, Perin, Polomat; Lemoine, Pajot; Roux (74' Monnet-Paquet), Corgnet (64' Diomande), Hamouma (64' Bahebeck); Beric.

Sarı Kartlar : Onazi, Sall.

Kırmızı Kartlar : 32' Beric, 77' Sall

Goller : 6' Sall, 22' Onazi, 48' Hoedt, 80' Biglia, 84' Monnet-Paquet.
3 Ekim 2015 Cumartesi
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Celtic 2 - 2 Fenerbahçe


İki yarıda iki farklı Fenerbahçe izledik. Çözemiyorum, anlayamıyorum. Harika atmosfer önünde maça iyi başlayan taraftık, top bizdeydi. Ancak kaleye bile gidemedik. Yine ilk tehlikede golü kalemizde gördük. Yine ilk golü yedikten hemen sonra ikinci golü de yedik. Çok ilginç bir savunma ikilimiz var. Kjaer iyi giriş yaptığı sezonda her maç daha da formunu düşürüyor. Bruno Alves futbolla çok alakası kalmamış gibi bir görüntü veriyor. En kötüsü de ikisi arasındaki her maç ortaya çıkan uyumsuzluk. Devre arasına kadar Ba-Kjaer ikilisiyle oynamalı, devre arası acilen stoper almalıyız. Hocanın dünkü kadrosunu eleştiremem, bana göre iyi bir kadroydu. Ama oyun çok dengesiz. Hala ne yaptığımız belli değil. Celtic'in taraftarı güzel, atmosferi iyi ama kadrosu kalitesiz. Dün golleri atan oyuncular Griffiths ve Commons İngiltere Championship ayarı oyuncular. Johansen vasat, Forrest çok acemi gözüküyor. Biton da bir o kadar sıradan. Boyata tecrübesiz, Ambrose saatli bomba. Lustig için bir şey diyemiyorum, çok ilginç bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Bir turnuvada direği tutmayışı alay konusu olmuş, internette direk nasıl tutulur diye kendisiyle dalga geçilmişti. Dün yine zaman zaman forvete geldi, acayip işler yaptı. En iyi oyuncuları Gordon ve Brown; onlar da kaşarlanmış oldukları için tecrübelerini belli ediyorlar.

Yediğimiz 2 gol de "bugün savunmacılara gösterilmeli ve ders çıkartılmalı" diyeceğim ama pek umudum yok. Vitor Pereira'dan da çok umudum kalmadı. Ama ikinci yarıdaki 15 dakikalık baskılı futbolu beğendim. Shakthar deplasmanında da böyle başlamıştık ama nefesimiz yetmemişti. Yine aynısı oldu. Takım iyi oynasa bile iyi oyununu genele yayamıyor. Neresinden bakarsan bak bir sıkıntı mevcut. Fernandao'nun ilk yarı bitmeden attığı gol kötü oyuna rağmen çok büyük motivasyon oldu. Vitor Pereira'yı geldiğinden beri duran top taktiği olmadığı için eleştiriyorum. Kornerlerde çok dağınık gidiyoruz, savunmada da önlem sıkıntısı var. Şu son 2 maçta kornerden gol atmamız mucize. Tabi Fernandao'nun ön direk koşusunun hakkını vermek lazım. Dün attığı 2 gol için de teşekkür etmek lazım. Van Persie'nin mutsuz görüntüsü için de bir an önce bir şeyler yapmalı. Diego 4-4-2'de takımın kamburu gibiydi ama bu sistemde Diego önemli. Nani'nin de ilk yarıdaki kötü performansını görüp ikinci yarı toparlaması iyi. Şener'in hücumu Zambrotta, savunması Cihan Haspolatlı. Üzerine koyması gerekiyor. Celtic deplasmanından alınan 1 puanı normal karşılarım ama ilk yarıdaki kötü futbolu kabullenemiyorum. Herkesin eleştirdiği Ba - Meireles değişikliğini ise çok anormal bulmadım. Yine de Uygar'ı tercih ederdim. 4-2-2-1 puan durumu kötü değil ama Ajax maçı sonrası Galatasaray'la oynayacak olmamız dolayısıyla Ajax için temkinliyim.
2 Ekim 2015 Cuma
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Monaco 1 - 1 Tottenham


Uefa Avrupa Ligi 2.haftasında Tottenham en zor maçı olan Monaco deplasmanından 1 puanla dönerek puanını 4'e yükseltti. Tam beklediğim gibi bir maçtı. Ben 0-0 ya da 1-1lik beraberlik bekliyordum. İddaa'da da değerlendirdim, 3.20 temiz oran ama Sporting Lizbon galibiyetinden yattık. Monaco kötü takım değil, aksine ben Jardim'i de beğenirim ama hücumda tecrübe eksiği olan oyuncuları var. Zaman zaman Moutinho kalitesiyle çok sırıtıyor bu takımda. Her iki yarıda da ortada olan bir oyun olduğunu düşünüyorum. Tottenham Alli ile 2 pozisyon yakaladı, biri biraz da şans yardımıyla Lamela'nın golüyle sonuçlandı. Chadli'nin kaçırdığı pozisyon da ilk yarının önemli anlarındandı. Monaco ikinci yarı biraz daha kıpırdandı ve El Sharaawy'nin yine biraz da şans yardımıyla attığı golle beraberliği kurtardı. Tottenham'ın mavi formasını mutlaka alacağım, numara-isim kombinasyonuyla birlikte çok daha şık olduğunu düşünüyorum. Lamela'nın form tutması güzel, Tottenham'a +1 hücum gücü demek. Grubun diğer maçında Qarabağ, Anderlecht'i yenerek ilk 3 puanını aldı ve ikinci sıraya yerleşti.


Monaco : Subasic; Fabinho, Raggi, Carvalho (76' Dirar), Coentrao; Moutinho, Toulalan, Lemar (60' El Shaarawy); Traore, Silva, Traore (68' Carrillo).

Tottenham : Lloris; Trippier, Alderweireld, Vertonghen, Rose; Dier, Alli; Lamela (65' N'Jie), Chadli (70' Townsend), Eriksen (90' Carroll); Kane.

Sarı Kart : Toulalan.

Goller : 35' Lamela, 81' El Sharaawy.
Yazan: steven_stiffler
Kategori : ,

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -