Yazan : steven_stiffler 26 Ağustos 2014 Salı


Futbol keyfi azalmış bir topluluğa yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri Erman Toroğlu'nu dinletmek zorunda kılmaktı. Adı "derbi" olmasa, gerçekten önemsiz bir kupa maçı. Sezon açılışı olması açısından güzel, derbi olması güzel ama kupası çok mühim değil. Hele bir de maç öncesi yapılan 23 Nisan gösterileri çok çok gereksiz. Üstelik çok amatörce, 20:30'da başlaması gereken maç bu gösteriler yüzünden 20:40 gibi başladı. Madem gösterin var, şovun var; erken çıkar takımları sahaya. Takımdan beklentim yoktu. Hani az çok biliyorsun ne oynayacaklarını. Yıllardır aynı şablon. Hocalar değişiyor ama ne hikmetse taktik, düzen değişmiyor. Oyun tarzı, oyun karakteri hep aynı. Teknik direktörlerimiz tarz katmıyor. Önemli olan hocanın ne oynatacağı değil de, takımı nasıl çalıştıracağı olmuş gibi... Ersun Yanal da çok iyi çalıştırmış, İsmail Hoca da devam ettiriyor gibi gözüküyor. Yeni transfer falan da olmayınca heyecan azalıyor. "Çıkalım, yenelim, kupayı alalım, bitsin" diye izliyorsun.

Galatasaray çok çok kötü. Biz de çok iyi değiliz ama en azından oturmuş oyun düzeni ve karakterimizle, ne oynayacağımızın bilinmesine rağmen etkili olabiliyoruz. Galatasaray'ın yerli rotasyonu gerçekten kötü. Vasat rotasyon oyuncuları; Yasin, Yekta, Balta, Veysel gibi isimleri var. Burak formsuz, Selçuk formsuz. Ha bu ikisi form tutar elbet ama ne kadar kalıcı olur ? Hoca takımı tanımıyor, yabancılar etkisiz gözüküyor. Fenerbahçe yaşanan çalkantılı döneme rağmen rakibinden çok daha avantajlı konumda hâla. Henüz sezon başı olmasına rağmen Galatasaray'ı görünce umutlarım arttı. İlk kez baskı kurduklarında dakika 97'ydi. Ha bu maçın penaltılara falan gelmemesi gerekiyordu, onda herkes hemfikir zaten. Belki çok ezici oynamadık ama çok üstün oynadık. Oyunumuzu kabullendirdik, tempoyu biz ayarladık, dönen topları biz topladık. Bireysel performanslar da önemliydi, takım sezon öncesi hazır bir görüntü verdi. Gökhan Gönül; rakibin zayıf noktası sol kanadını çok iyi kullandı. Caner sağdan çok zorlamadı ama yine de etkiliydi. Stoperlerimize çok iş düşmedi. Emre oyunu yöneten isimdi. Raul Meireles harika başladı. İlk geldiği dönem attığı bu paslara şaşırıyor, hayranlıkla izliyor, "Nasıl oldu da bize yâr ettiler?" diye düşünüyorduk. Kuyt her zamanki gibiydi. Uzatmalarda bile hâla koşuyor ve yorgun görünmüyordu. Sow ve Emenike kötü olmalarına rağmen ilginç bir şekilde etkiliydiler. Bunda da Galatasaray'ın berbat savunmasının payı büyük. Emenike yine saç baş yoldurdu, karşı karşıya o pozisyonu ne olursa olsun atmalıydı. Yine çok gol atacak bu sezon ama çok da saç baş yoldurur. Uzatmalarda yapılan Mehmet Topuz değişikliği çok gereksizdi. Hele ki penaltılar düşünülerek oyuna alındıysa, inanılmaz bir hamleydi. Penaltı kaçıracağı belli olan ilk isimdi. Topuz'un tarzı belli. Son penaltıda ise Emenike gelmesin diye dua ettim, Kadlec en doğru isimdi. Soğukkanlı, en temiz isimdi.

Soma için yapılan maçta tribünden sahaya atılan yabancı maddeler içler acısı. İnsanlar futbolun amacını gerçekten şaşırmış vaziyetteler. Bu toplumun genel yaşantısı aslında, sadece futbol değil. Volkan'ın Melo'ya yaptığı hareket gereksiz gibi gözükse de, Melo'yu masum gösterme çabaları çok komik. Hakemin berbat performansı da ekstra gerginlik yaratıcı. Hocamız oyuncu değişikliklerinde yetersiz ve geç kalmış gözükse de, takımın hazır olması sezon başlangıcı için büyük avantajı. Umarım üzerine koyarak gitmeyi başarırız. Galatasaray'ı böyle yenmek de pek zevkli olmuyor, keşke 90 dakikada net bir skor çıkarabilseydik.

Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -