Yazan : steven_stiffler 15 Haziran 2014 Pazar

Yazmayı en sevdiğim yazı; aylık düzenli olarak yazdığım izlediğim filmler yazısı. 35 ay aralıksız yazdıktan sonra araya askerlik girmişti. Gitmeden önce en son izlediğim film; çok sevdiğim serinin ikinci filmi olan Kick-Ass 2'ydi. Askerde 50 gün boyunca film izleyemedim. Önceleri televizyonumuz yoktu, fakir ve sığıntıydık. Zamanla kendi imkanlarımızı kendimiz yarattık. Flash bellekler sağolsun, film izleme imkanlarımız da oluyordu. Tabi; seçme şansı pek yok. Genelde dublajlı izleniyordu, ona da bir türlü alışamadım. Kim, hangi filmleri yükleyip gelirse sırayla izleniyordu.  Ağırlıklı olarak aksiyon ve elbette Jason Statham. Adam adeta devremizdi, adeta 353. kısa dönemdi. Askerden geleli şimdi 50 günü geçti ama yazma fırsatım olmadı. Zaten güncele yetişmek için dizilere ağırlık verdim, pek film izleme fırsatım olmadı. Yeni yeni izlemeye başladım. Serinin 36. yazısında 5,5 ay boyunca izlediğim filmleri toparlayacağım.

Askeri gazinoda izledik. Öyle ortamda izleyince eğlendirmemesi imkansız. Tam 50 günlük filmsizliğime Zohan'la son vermek pek mantıklı olmasa da seçme hakkım yoktu. Adam Sandler'ı severim ama Zohan karakteri oldukça itici ve Boratımsı olmuş. Yine de başta söylediğim gibi, 40 sap bu filmi izlemek zorunda kalınca az biraz eğlendirdi. 5,5/10 puan tam hakettiği puan.

Çok hareketli ve tek solukta izlenecek bir film olmuş. Her ne kadar oyuncu kadrosuyla göze batsa da; Mark Ruffalo ve Isla Fisher tercihleri beni pek tatmin etmedi. Görsellik de oldukça başarılıydı. Senenin en iyi filmlerinden olmuş. Jesse Eisenberg oyunculuğunun üstüne koymaya devam ediyor. 7,5/10 puandan aşağısı kurtarmaz. Aynı zamanda o 5,5 ay boyunca izlerken en keyif aldığım filmdi.

İlk 2 filmi izlememiştim. Kadrosu müthiş, Don Cheadle çok fazla gözükmese de Hollywood'un kodaman aktörlerini bir arada izlemek güzel. Seyir zevki yüksek, film hareketli, soygun akıllıca, her faktörüyle izlenebilir bir film. İlk iki filmi izlesem süper olacak da, işte o günden beri bekliyor.

Çok fazla klişeyle dolu, seyirciyi güldürme ve başka bir filmle dalga geçme amacı gütmesine rağmen; hem seyirciyi güldüremeyen, hem de dalga geçilecek asıl film olmayı başarmış bir yapım olmuş. Yine de kabul etmek gerekir ki; köpeğin tiner çekme sahnesi güldürgeçliydi.

Gösterime girdiği günden beri hiç merak etmediğim bir filmdi. Mecburiyetten izledim. Hani seyirlik olarak kötü diyemem, bolca hareketli de diyebilirim. Konu da güzel. Ama konunun gidişatı ve sonu çok çok klişe. O yüzden 6/10 puan ile değerlendirdim. Bruce Willis'i sevmek için hâla bir nedenim yok.

Çok keyifli animasyondu. Zaten Dreamworks'ün animasyonları hep keyifli oluyor. 20 yaş üzeri 40 erkek izledik ve animasyonun büyüklere de hitap ettiğini bir kez daha kanıtladık. Matematiksel verilerle konuşuyorum bakın. Öyle keyif aldık, öyle güldük.

Yolculuk filmi izlemeyi özlemişim. Christopher Walken büyük oyuncu, yine döktürmüş. Baba-Oğul ilişkisi babamla olan ilişkime benzediği için biraz da kendimi buldum filmde.

Hiç beklemediğim kadar iyi filmdi. Kendi kararım olsa muhtemelen tarzıma uymayacağını düşünür ve izlemezdim. Ancak mecburen izlediğimde ne kadar önyargılı olduğumu anladım. Müthiş eğlenceli ve bol bol güldüren, farklı bir dövüş filmiydi.

Orijinalini izlemedim ama bunda da oldukça eğlendiğim sahneler vardı. Tipik bir "siyahi komedisi" tadında ilerliyor. Zoe Saldana çok güzel. Chris Rock ve ekibi başarılı. Çerezlik, vakitlik, selamlık-sabahlık bir film.

4 iyi oyuncunun yanına çok sevdiğimiz Yvonne da eklenince "oyuncular çok iyi" demek az bile kalıyor. Tipik bir erkek filmi. Kankalarla toplanıp izlenebilecek bir aksiyon. Kurgusu başarılı.

Film Adrien Brody ile açılıyor, Danny Trejo ile devam ediyor. Üçüncü tipsiz olarak İlyas Salman gelecek mi diye beklerken, neyse ki eli yüzü düzgün tiplerle devam etti. Özellikle Yakuza abimiz karizma değil miydi ? Tam bir Predator avcısıydı, koçum benim. Film oldukça sürükleyici, hareketli ve tam anlamıyla çerezlik. Ya da ben artık aksiyon izlemekten sıkıldığımdan beni çok tatmin etmemiş de olabilir. 20 erkek bir araya geldi mi, hep aksiyon izlemek istiyor. Duygularımı yitirmek üzereyim, içim dışım aksiyon-macera. Bir de Adrien Brody iyi oyuncu lakin bu filme pek gitmediğini hissettim. Dram oynasın bence hep.

Angelina Cüreklibatur. Ortalamanın biraz üzerinde bir aksiyon filmi. Ajanlı filmleri seviyorum ama Chuck izlediğimden beri ajanlara bakış açım değişti. Ajanlar da biraz gülsün bence,onlar da insan. 6,5/10 yeter.
"Sert kadınlardan hoşlanan erkekler izlesin."

Oyuncular eleştirilmiş bu filmde genelde, ancak Justin Timberlake benden bile daha fazla yakışıyor şu ekrana :( Kötü bir oyunculuk hissettirmedi -en azından bana-. Konu çok güzel ama ben de güzel bir konunun heba olduğunu düşünenlerdenim. Çok iyi bir film olabilecekken, ortalama üstü bir film olarak arşivlerdeki yerini almış.

Salt tarzında bir film olmuş. Hatta epey benzer yönleri var. Ancak Zoe Saldana'yı böyle izlemek Angelina Jolie'yi izlemekten daha keyifli geldi bana. Neticede Zoe Saldana maviyken bile güzel. Film tipik bir intikam filmi modunda ilerlese de; temposu ile insanı sıkmıyor ve izlenebilirliği hakediyor.

Bu tür filmlerden pek haz almasam da; ilk 20 dakikalık sıkıcı dilimden sonra oldukça izlenebilir bir ajan filmi. İzlerken ben çok kafa yormadım, o yüzden sonu da tatmin etti diyebilirim. Richard Gere'a "Yaşlı Kurt" karakteri uygulanmasına rağmen rol pek gitmemiş. Eksiklerine, zaman zaman hikayede yaşanan boşluk ve kopukluklara rağmen oldukça keyif aldım.

Çok boş vaktimde izlediğimden midir nedir,ben oldukça eğlendim. Jennifer Aniston ile Butler'ın çift olarak uyumu küçük ama hoş bir ayrıntıydı. Bence evlensinler zaten. Milo Boyd karakterinin eski eşine karşı laf sokmaları da oldukça başarılıydı. Ben de Jennifer Aniston'ıma hep böyle davranırım, kassız Milo Boyd'um resmen. Yer yer klişeleşmesi, sonunda beklenenin olması falan bir yana; bence oldukça eğlenceli bir romantik-komedi-aksiyondu.

Uzun zamandır duygusal bir şeyler izlemiyordum. Yeşilçam kıvamında giden senaryosuna rağmen yer yer duygulandım. Tam duygularıma hakim olamayacak konuma geliyordum ki; hikaye birden değişti. Dramın tarafları değişince filme bakış açım da değişti. Tamam 7/10 puanı alır her türlü de; hikayenin son 20 dakikası böyle olmamalıydı. O son bölüm ile bir şeyler eksildi maalesef. Tam bir Yeşilçam hikayesine dönüştü.

Kadrosunun çok altında kalan bir film olmuş. Rulet sahnelerinde heyecanı hissedemedim. Yani en azından o sahnelerle sınıfı geçmeye çalışabilirdi ama olmamış. Ortaya vasat bir film çıksa da, izlenebilirliği yok demek de haksızlık olur.

 
 



Tozlu Sayfalar

Öne Çıkan Yayın

Verona ile Kasıp Kavurduk - FM 2017

Çoluk çocuk sahibi olacak yaşa geldim ama hala Football Manager geleneğini sürdürmekten büyük keyif alıyorum. Benim için bu geleneklerden...

Takip Ettiklerim

Kategoriler

Yazar Kafe

Translator

- Copyright © Serkan Özerik -